Ana içeriğe atla

Merkez Bankasının politika değişimi, uygunluğu, sonuçları

2019 yılında Merkez Bankası Başkanının süresi dolmadan görevden alınarak yeni başkan atanması durumunda Merkez Bankasının politika değişimini, uygunluğunu, sonuçları;
2019 yılında Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın 4 yıllık görev süresinin dolmasına 10 ay kala görevden alınması ve yeni başkan Murat Uysal'ın atanması durumu zaten enflasyon ve döviz kurunun yoğun bir artışta olduğu bu dönemde Merkez Bankasına olan güveni makul derecede zedeledi ve Merkez Bankasının bağımsızlığının sorgulanmasına neden oldu cumartesi gerçeklesen bu olaydan hemen sonra uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu (Fitch) not indirimine gitti ve ortalamayı BB den BB- düşürdü bu düşüş Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye girişini azalttı azalan  bu sermaye girişi vatandaşlarda ve kurumlarda güvensizlikten kaynaklanan önemli bir döviz talebi'ne dönüştü çünkü notun düşürülmesi demek sıcak paranın azalması demek peki bu sıcak para ne derseniz dış yatırımcılardan gelen döviz, yani kurları ve tahvil faizlerini etkileyen, borsayı hareketlendiren aynı zamanda TL talebi doğurduğu için döviz kurunu düşürücü etkisi olduğunu söyleyebileceğimiz bir nimet.
Peki noldu pazartesi günü, döviz kuru'na etkisine bakarsak Amerikan Dolarının 2 gün içerisinde 5,60 dan 5,72 seviyesine ve Euro'nun 6,30 dan 6,42 seviyesine çıktığını gözlemleyebiliriz. Fakat bunların aleyhinde Murat Uysal başkanlığındaki Merkez Bankası açıklamasına baktığımızda Döviz  Karşılığı Türk Lirası Swap Piyasası ve Türk Lirası Karşılığı Altın Swap(takas) Piyasası Türk lirası faiz oranı yüzde 24'ten yüzde 19,75'e indirilmesi' dahilinde ki döviz kurunda azalma yaratan bu politika Temmuz sonu Amerikan Doları'nın 5,52 ve Euro'nun 6,15 le kapanmasına olanak sağladı ve biraz da olsa piyasayı rahatlattı.



Yine bu dönemde Murat Çetinkayanın  görevde bulunduğu 13 Eylül 2018 den günümüze kadarki süre zarfındaki yüzde 24 lük politika tutumunun lehine Murat Uysal'ın Politika faizi olan bir hafta vadeli repo faiz oranının yüzde 24’ten yüzde 19,75’e indirilmesine karar verildi .Peki nedir bu repo faizini önemli kılan Repo:Kısa vadeli bir menkul kıymetin, öngörülen belli bir dönem sonunda satıcısı tarafından geri alınmasıdır, yani kısa vadede güvenli bir kazanç elde etmek isteyen yatırımcılar ve bankalar hazine bonosu, devlet tahvili vs. gibi işlemler ile kısa vadeli faiz geliri elde ederler .Merkez Bankasının bu faizi indirmesi enflasyon'u azaltmak için uygulanan genişletici para politikası aracı olduğunu söyleyebiliriz.Daha sonra istatistiklere baktığımızda temmuz ayı alınan bu kararın ağustos ayında yüzde 1,64 lük bir enflasyon azalışına sebep olduğunu  ve bunu takip eden aylarda da azalışa geçerek özellikle ekim ayında enflasyonun 8,55'lere kadar gerilediğini gözlemleyebiliriz.Murat Uysalın krizi atlatma politikasına bir göz attık.
Peki  Murat Çetinkaya'nın politikaları neydi neden istikrarı sağlamada başarısız olduğu sonucuna varılmak istendi diye soracak olursanız zaten Murat Çetinkaya 2016 da göreve başladığındaki ilk politikası TCMB’nin teminat döviz depo uygulaması ile kısa vadeli kur takası işlemlerinin TCMB üzerinden ikame edilmesine olanak tanıyarak bankaların likidite yönetimlerine ve parasal aktarım mekanizmasının etkinliğine katkıda bulunmasıydı  2016 'nın Temmuz ayında Devlet Otoritesine yapılan darbe ekonomik gidişata sekte vurdu ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları kalkışmanın hemen ardından not indirimine gitti ve ortalama BB+ dan BBB- ye düşüş  Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye girişi azalttı azalan  bu sermaye girişi vatandaşlarda ve kurumlarda güvensizlikten kaynaklanan önemli bir döviz talebi'ne dönüştü.


14 Temmuz'da 2,89 olan Amerikan Doları Aralık sonunda 3,52 den 3,21 olan Euro ise 3,70 ten alıcı buldu bunun yanı sıra işsizlik oranlarında geçen yıllara göre en yüksek oranları görmemize rağmen Temmuz ayında 8.79 olan enflasyon oranının diğer aylarda 8'in altına düşerek Aralık ayında çeşitli politikalar ile 8,51 düzeyine getirildiğini gözlemledik bu kalkan görevi gören politikalar nelerdir;
17 Temmuz 2016 tarihinde, Türk lirası depo işlemleri ile bankalara limitsiz likidite sağlanmış.Depo; Merkez Bankasının belirli vadeler ile bankalara teminat ve limitleri doğrultusunda sağladığı mevduat olanağıdır fakat burda limitsiz bir şekilde sağlandığını görüyoruz. GİL imkânının komisyon oranı sıfır olarak uygulanmaya başlanmış ve Türk lirası likidite sağlamak amacıyla bankalara limitsiz teminat döviz depo tesis edebilme imkânı tanınmıştır. Gün İçi Likidite İmkanı(GİL)Bankacılık sisteminde gün içinde oluşan  acil TL fon ihtiyaçlarının karşılanabilmesi ve ödeme sisteminde oluşabilecek tıkanıklıkların giderilebilmesi amacıyla TCMB tarafından bankalara gün sonunda sağlanan TL borçlanma imkanıdır

2016 yılı Ağustos ve Eylül aylarında Türk lirası zorunlu karşılık oranlarının tüm vade dilimleri için toplamda 100 baz puan indirilmesiyle sisteme yaklaşık 2,3 milyar TL likidite sağlaması ile Murat Çetinkaya'nın darbeye rağmen 2016yı istikrarlı şekilde kapatmasına şahit olduk.Daha sonra ise 2017 yılındaki referandum seçimleri ile şeçim maliyetleri ve politik belirsizlikler yüzünden piyasanın bir kez daha çalkalandığını yılın son dönemlerine kadar toparlanmayı çalışan TCMB nın 2018'de gelen 2 seçim süreci ve Rahip Brunson krizi, S400 gerilimi vs. ekomomiyi dahada yıpratarak yüzde 5 olan enflasyon hedefinin yüzde 20'lere ulaşması ve enflasyon oranının göreve başlamadan önce 2016'da yüzde 6.5 iken bıraktığında yüzde 15.7'ye seviyelerine gelmesi ile  uygulanan politikaların yetersiz olduğunu gözlemledik.
Bütün bu durumlar göz önüne alındığında Murat Çetinkayanın bu başarısızlıktan tek başına sorumlu olmadığı diğer politik ve ekonomik ambargolar neticesinde kaynaklandığı ortada diğer yandan Murat Uysal'ın göreve başladığı günden itibaren sene sonuna kadar geldiği zaman dilimindeki fiyat istikrarını sağlamaya odaklı politikalarının başarısını enflasyon ve döviz kurunu oranlarından görmek barizdir.
Her iki başkanında kriz dönemlerindeki politika kararlarını karşılaştırmamın neticesinde vardığım sonuç her iki başkanında amacı olan fiyat istikrarını sağlamaya odaklı para politikası araçlarını bağımsız bir şekilde uygulama girişimini başarılı şekilde üstlendikleridir.

Merkez Bankası başkanının enflasyon ve faiz ile ilgili son açıklamalarından yola çıkarak, verilerle destekleyerek enflasyon hedeflemesi ve faiz koridorunu, terimsel ifadeleri açıklayarak ve değiştirilen oranların etkilerini, politik olarak ne anlama geldiğini belirterek anlatınız. (Grafiksel olarak gösteriniz.)
(16 Ocak 2020)Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 12’den yüzde 11,25’e indirilmesine karar vermiştir.

12 Aralık 2019 tarihinde yüzde 12 olarak belirlenen bir hafta vadeli repo ihale faiz oranın bu ay 75 baz puan azaltılarak yüzde 11,25'e indirildiğine tanık olduk bu politikayla birlikte faiz koridorunu oluşturan gecelik borç vermede 13,5 ten 12,75 e düşüldüğü  ve alt bandı oluşturan gecelik borc almanın 10.5 ten 9,75' seviyesine çekilerek baz puanlarda oluşturulan bu yakınlığı enflasyonist etkilerden korunmak için alındığını söyleyebiliriz. Çünkü üst bant ile politika faizi arasındaki oran ne kadar fazla olursa likidite miktarı o kadar azalır ve artan faiz oranlarından dış yatırımcı bulunamaması, döviz girişini sekteye uğratarak ulusal paranın değer kazanmasına ve kurdaki dalgalanma ile fiyat istikrarının bozulmasına olanak sağlar.
Bununla birlikte LON Geç Likidite penceriside 12 Aralık 2019 tarihinde yüzde 15 olan faiz oranını 75 baz puan azaltarak yüzde 14.25 e indirmiştir. Bu oran gecelik borç verme faiz oranının her zaman üzerinde yer alır ve ekonomik büyüme hızını olumsuz etkiler.Merkez bankası bunu likiditeyi daraltarak döviz talebini kontrol altına almak için kullanır.Geç Likitide Penceresi bankaların 16:00 - 17:00 arasında yaptığı ekstra işlemlelere uygulanan faiz oranıydı ayrıca merkez bankası LON daki borç alma faizini yüzde 0 tutarak faiz almayacağını belirtmiştir.
Konumuza dönecek olursak genişlemeci para politikası araçlarından politika faizinin düşürülmesi ve akabinde üst band ve alt band'ın düşürülmesi  bankaların kredi maliyetlerinde bir düşüş oluşturdu ve piyasadaki likidite miktarını arttırdı artan likidite ile azalan piyasa faizi dışarıdan döviz girişine olanak sağlayarak yatırımcıların ülkede kalmasını sağladı fakat enflasyon (ÜFE) yüzde 1,48  yükselerek  7,36 dan 8,84 seviyesine çekildi ve 2019 sonuna kadar enflasyonun yüzde 5 hedeflemesine doğru yönelen oranların hedefinden şaştığını gösterdi.Enflasyon hedeflemesi belirli bir dönem sonu için uygun enflasyon oranının belirlenmesi ve o orana ulaşılabilmesi için para politikası araçlarının kullanılmasını kapsar bunun yanı sıra Amerikan dolarının ve Euro'nun daha yüksek seyirde izlemesi alınan kararın fiyat istikrarını sağlamada başarısız bir politika olduğunu bize gösterdi.
Çünkü  Amerikan dolarının yükselerek 5,97 'de seyretmesi aslında 2019 un Temmuz ayından beri süregelen genişlemeci para politikası uygulamasının fiyat istikrarını bozucu etkisini bize gösterdi çünkü faiz indirimleri neticesinde karı bozulan bankalar daha iyi kar etmek için fazla nakiti borç vermek yerine piyasaya çıkardılar ve çıkan sürekli likidite TL'yi bollaştırarak dövize karşı değer kaybetmesine neden oldu.
(Bundan sonraki politika faizi kararı değerlendirmelerimde daha az açıklama yapma nedenim zaten faiz koridorundaki yukarı ve aşağı yönlü değişmeleri burada bir çırpıda anlatarak siz değerli hocama kolaylık sağlamaktır.)
(19 Şubat 2020)Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 11,25’ten yüzde 10,75’e indirilmesine karar vermiştir.

Bu politikayla birlikte faiz koridorunu oluşturan gecelik borç vermede 12,75 ten 12,25 e düşüldüğü  ve alt bandı oluşturan gecelik borc almanın 9,75. ten 9,25' seviyesine çekilerek baz puanlarda oluşturulan bu yakınlığın tekrar enflasyonist etkilerden korunarak hedef olan fiyat istikrarını sağlamak için alındığını söyleyebiliriz.Aynı zamanda LON Geç Likidite penceriside 50 baz puan azaltarak yüzde 13.75 e indirmiştir.
Fakat noldu üzerine (ÜFE) oranlarının yüzde 0,40 artarak  8,84 ten 9,26 seviyesine ve TCMB enflasyon hedefi olan yüzde 5 lik orandan bir kez daha uzaklaştı bunun döviz üzerindeki etkisine bakacak olursak Amerikan Dolarında 6,22 bir yükselme ile fiyat istakrarından uzaklaştığını görebilmekteyiz
(17 Mart 2020)Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 10,75’ten yüzde 9,75’e indirilmesine karar vermiştir.

Açıklamayla birlikte faiz koridorunu oluşturan gecelik borç vermede 12,25 ten 11,25 e düşüldüğü  ve alt bandı oluşturan gecelik borç almanın 9,25. ten 8,25' seviyesine çekildiğini ve LON Geç Likidite penceresinin de 100 baz puan azaltılarak yüzde 12.75 e indirdiğini görmekteyiz.Baz puanlarda oluşturulan bu yakınlığın fiyat istikrarını sağlamak için alındığını söyleyebiliriz.
Bunun üzerine (ÜFE) oranlarının yüzde 0,76 azalarak  9,26 dan 8,50 seviyesine düştüğünü ve TCMB enflasyon hedefi olan yüzde 5 lik orana az da olsa yakınlaşma gösterdiğini gördük ve bunun aksine döviz üzerindeki etkisine bakacak olursak Amerikan Dolarında 6,56'lık bir yükselme ile TCMB'nın fiyat istakrarından uzaklaştığını görebilmekteyiz
(22 Nisan 2020) Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 9,75’ten yüzde 8,75’e indirilmesine karar vermiştir.

Söz konusu faiz indirimi ile faiz koridorunu oluşturan gecelik borç vermede 11,25 ten 10,25 e düşüldüğü  ve alt bandı oluşturan gecelik borc almanın 8,25. ten 7,25' seviyesine çekildiğini aynı zamanda LON Geç Likidite penceresini de 100 baz puan azaltalarak yüzde 11.75 e indirmiştir.Oluşturulan bu yakınlığın enflasyonist etkilerden korunmak için alındığını söyleyebiliriz.
Bunun üzerine kıyaslama yapabileceğimiz bu ayki enflasyon oranları henüz açıklanmadığı için geçen aylardaki uygulan politikalar ile bağlantı kurarak bu ayda enflasyon (ÜFE) oranlarında 0,60 lık bir düşüş öngörüyorum çünkü yaşanan global ekonomik krizde Türkiye nin bazı piyasaları canlı tutarak TL sirkülasyonunu devam ettirmesi her ne kadar risk doğursa da gelişmekte olan ülkemizde bu krizden kurtulmak için bir ışık yakmıştır.Bunun dışında Amerikan Dolarında 6,99 u görmemizin nedeni risk'ten dolayı yatırımların durmuş olması ve halkın güvensizliğinden kaynaklanan döviz tutma girişiminden kaynaklandığını da söylemek mümkündür.




















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SSCB'nin Dağılmasından Sonra Rusya Litvanya Ve Özbekistan Ekonomisi

        Bu araştırmada SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un baskılara dayanamayarak istifa etmesinden sonra  Sovyetler Birliği'nin dağılması ile  bağımsızlığını kazanan ülkeler içerisinden Kuzey Avrupada yer alan ve Avrupa Birliğine girme fırsatı elde etmiş Litvanyayı. Zamanın en büyük 3. ekonomisiyken parçalanarak Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti (RSFSC) merkezi otoritesinin küllerinden yeniden doğması ile kurulan Rusya Federasyonunu. Ve son zamanlar da Türkiye tarafından bayağı yatırım gören aynı zamanda TÜRKSOY üyesi olan 7 devletten biri olup Orta Asya'da yer alan Özbekistanı Sovyetlerden ayrılması sonrasındaki  küreselleşme etkilerini,  yaşadıkları değişimi, verilerle anlatacağım. Kıyaslamaya başlamadan önce SSCB'nin dünyadaki ekonomik rolünü bulabildiğim endeksler neticesinde anlatmaya çalıştım(91 Öncesi için Rusya,Litvanya ve Özbekistanın kendine özgü verileri yok veya çok kısıtlı bu nedenle küreselleşme öncesi ekonomik durumlarını bu verileri

Covid 19 Salgınında Uluslararası Kuruluşların Rolü

Covid 19 Salgınında (FED) Amerika Merkez Bankası'nın Rolü; ABD merkez bankası Fed, Covid-19 önlemi ile faiz indirimine gitti ve ülkelere doğrudan takas hattını açarak dolar likiditesinin arttırılabilmesini sağladı.FED ayrıca 31 Mart sonrasında ABD devlet tahvili veren merkez bankalarına limit olmaksızın repo imkanı tanıyacağının garantisinide verdi.Bunun yanında diğer merkez bankalarına'da devlet tahvilini verip sonrasında ise tahvili geri almak kaydıyla dolar alınmasına ilişkin düzenlemeler getirdi.Bu sayede ülkeler tahvil karşılığı aldıkları dolar ile kendi piyasalarını iyileştirip, şirketlerine destek verebilecek konuma gelecek.Ama sonrasında bu krizi iyi bi şekilde atlatsalar da dolar karşılığında borçlandıkları tahvili geri alacakları için ekonomik olarak dalgalanmalar yaşayacaklar. Covid 19 Salgınında (IMF) Uluslararası Para Fonu'nun Rolü;        IMF virüs salgınıyla mücadele kapsamında, düşük gelirli ülkelere destek için kredileri 3 katına çıkarmayı plan

Bitcoin Avantaj Ve Dezavantajları

EKONOMİ'DE YAYGINLAŞAN BITCOIN KULLANIMININ AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI'NIN İNCELENMESİ  1.GİRİŞ             İnsanların modern ekonomideki sınırlı değer saklama ihtiyacını karşılamak için doğan bitcoin,   serüveni 1971 yılında Amerikan Başkanı Nixon tarafından doların altına olan endeksinin kaldırılmasının ardından tüm dünya paralarının dolara bağımlı olması nedeniyle (FED) sınırsız basılabilir hale gelmesine sebep oldu.1971 yılında uygulanan bu politika 2008 krizinin patlak vermesi üzerine önce Amerikanın daha fazla para basması’na sonrasında bütün dünyanın bu uygulamayı devam ettirerek artan enflasyon, faiz oranlarının üzerine paranın değerini kaybetmesi ve devletin bankaları ve finans kurumlarını kurtarmak için küçük ve orta ölçekli işletmeleri görmezden gelerek maliyetlerin halkın sırtına bindirilmesi halkın devlete ve ulusal paraya olan güvenini yitirmesine sebep oldu.             Bu durum insanlar’ın sınırlı para birimlerine (altın,gümüş,platin vb.)